Efes
Light : Hacmen %3 alkol derecesi ve %40 daha düşük kalori oranı ile Türkiye'nin
ilk light birasıdır. 1993 yılından bu yana üretilmekte olan Efes Light; 50 cl
ve 33 cl "çevir-aç" kapaklı depozitosuz şişe ambalajları ile
tüketicisine ulaşmaktadır. Efes Light'ın tadına en iyi varılabilecek ideal içme
soğukluğu 6 - 8 derecedir.
1 Eylül 2012 Cumartesi
Efes Pilsen Alkolsüz Bira
Efes
Alkolsüz : Alkol seviyesi %0,5'in altında, berrak sarı renkli, ideal köpüğü
olan, biranın acılığında ve genizde hoş bir tat bırakan, kolay içimli alkolsüz
biradır. 50 cl kutu ambalajıyla tüketiciye ulaşan Efes Alkolsüz'ün ideal içme
soğukluğu 6 - 8 derecedir
1 Ağustos 2012 Çarşamba
Tuborg Gold
Tuborg Gold, Türk Tuborg portföyünde yer alan ilk biradır.
Türkiye'de 1969'dan beri beğeniyle tüketilen Tuborg Gold'un üretimine ilk
olarak 1873 yılında Danimarka'da başlandı.
Özgün tadı ile tüm dünyada ve Türkiye'de milyonlarca insan tarafından sevilerek tüketiliyor.
Özgün tadı ile tüm dünyada ve Türkiye'de milyonlarca insan tarafından sevilerek tüketiliyor.
Tuborg Gold'un kaliteli tadını yaratmak için dünyanın en seçkin arpaları kullanılıyor. %100 malttan gelen Tuborg Gold'un içine şeker ilave edilmiyor. Kalitede sürekliliği sağlayabilmek için üretim süreci hızlandırılmıyor. Tuborg Gold kendine has tadına ulaşsın diye ne kadar zaman gerekiyorsa o kadar bekleniyor.
Tuborg Gold %5 alkol seviyesi ve %100 malttan gelen özgün tadı ile
33 cl ve 50 cl'lik çek aç kapaklı depozitolu & depozitosuz şişelerde ve
kutularda satışa sunuluyor.
Tuborg Fıçı
Bira severlerin fıçı biradan tercih
etmelerinin altında "Arjantin bardaklar" içinde gelen soğuk ve
köpüklü bira yatar. Fıçı biranın özgün tadını evlere taşıyan Tuborg Fıçı,
Arjantin bardaktan esinlenerek tasarlanan şişe ve kutusuyla bira severlerle
buluşuyor.
Fıçı biranın tadının yanı sıra sunumuna da önem veren Tuborg Fıçı, başarısını ödüllerle tescilledi. 2007 ve 2008 senelerinde Tuborg Fıçı, şişesi ve kutusu ile Türk Standartları Enstitüsü tarafından "Altın Ambalaj" ödülüne layık görüldü. Aynı senelerde Dünya Ambalaj Örgütü tarafından düzenlenen WorldStar yarışmasından da her iki ambalaj ödülle döndü.
Fıçı biranın tadının yanı sıra sunumuna da önem veren Tuborg Fıçı, başarısını ödüllerle tescilledi. 2007 ve 2008 senelerinde Tuborg Fıçı, şişesi ve kutusu ile Türk Standartları Enstitüsü tarafından "Altın Ambalaj" ödülüne layık görüldü. Aynı senelerde Dünya Ambalaj Örgütü tarafından düzenlenen WorldStar yarışmasından da her iki ambalaj ödülle döndü.
Tuborg Fıçı 50 cl'lik kutu ve çek aç kapaklı
depozitosuz şişe ambalajlarında %5 alkol seviyesi ile tüketicilerin beğenisine
sunuluyor.
Tuborg Special
Türkiye’nin ilk yüksek alkollü birası olan Tuborg Special %7,5’lik alkol oranı, kendine has rengi ve üstün özellikleri ile bira severlerin beklentilerini tam anlamıyla karşılamaktadır. Kırmızı renkli kutusu ile dikkat çeken Tuborg Special, birayı yüksek alkollü tercih eden tüketicilere hitap etmektedir. Üretimine 1981 senesinde başlanılmıştır.
Skol Beer
2004 yılı Mayıs ayında tüketicilerle
buluşan Skol, lansmanından itibaren Türk tüketicilere tanıttığı yeniliklerle,
Türk bira pazarında önemli markalardan biri olmuştur.
İlk defa 1964 yılında Kuzey Avrupa ülkelerinde piyasaya sürülen Skol’un, İskandinav dillerindeki anlamı ‘ŞEREFE’dir. 1967 yılında ise, Brezilya’da lanse edilen Skol, burada çok büyük bir başarı göstermiş ve Brezilya bira pazarının lideri olmuştur. 5 kıtada, 20 ülkede başarılı bir ürün olan Skol, Dünya bira pazarının en çok satılan 2 markasından biridir.
Troy Beer
1997 yılında 'Kendinizi Yenileyin' sloganı
ile Türk biraseverlerinin büyük beğenisi ile karşılanan, Troy markası, Türkiye' ye 'termo-kromik etiket' ve 'twist-off kapak'
gibi yenilikler getirmiştir, Türkiye bira pazarında devrim yapmıştır.
'Kendinizi Yenileyin' sloganı ile kendini tanıtan Troy, farklı tatlar arayan, farklı olmayı tercih eden genç tüketiciler için, 2001 yılında Troy Light ürününü biraseverlerin beğenisine sunmuştur.
Troy Light, %3 alkol oranı, %40 azaltılmış kalorisi ile light biraseverler için vazgeçilmez bir ürün olmuştur.
'Kendinizi Yenileyin' sloganı ile kendini tanıtan Troy, farklı tatlar arayan, farklı olmayı tercih eden genç tüketiciler için, 2001 yılında Troy Light ürününü biraseverlerin beğenisine sunmuştur.
Troy Light, %3 alkol oranı, %40 azaltılmış kalorisi ile light biraseverler için vazgeçilmez bir ürün olmuştur.
31 Temmuz 2012 Salı
Bira Servisi
Teneke
kutuda, şişelenmiş ya da fıçı bira, hangisi servis ediliyor olursa olsun,
izlenmesi gereken muhim süreçler ve kurallar vardır;
Soğukluk
Derecesi
Bira
2 veya 3 derecede buzdolabında muhafaza
edilmelidir.
Pastörize
edilmemiş fıçı bira eğer 7 derecenin
üstünde saklanırsa bozulur.
Biranın
servis derecesi 4 ile 7 derece
arasındadır.
Avrupalılar,
biralarını Amerikalılara göre daha sıcak içerler.
Çok
soğuk servis edilen bira durgun ve bulanık olur.
Çok
sıcak servis edilen bira köpüklü ve savruk olur.
Bardakların
Temizliği
Bardaklar
yağlı ve kirli olmamalı
Kirli
bardak birayı durgun gösterir, köpükler sabit kalmaz ve baloncuklar bardağın
içersine yapışırlar.
Gerekli
temizleme muhimmatlarını edinmek ve uygun deterjan ve temiz suyu kullanmak bar
için çok büyük önem teşkil eder.
Not:
Soğuk bardakta servis edilen bira harika görünür.
Biranın
Bardağa Dökülmesi
Bardağın
üstünde köpük bulunmalıdır
Köpük
miktarı 1cm ile 2.5 cm arasında olmalıdır
Bira
konulurken bardağın 45 derecelik bir açı ile tutulması gerekir
Bira
servisi için her zaman yeni bir bardak kullanmak gerekir
Bira Türleri
Lager: Aslında birayı
olgunlaştırmak için bir mahsendir. Hafif bir biradır.
Bock: Rengi koyudur ve ağır
gövdelidir. Lager’e göre zengin ve tatlıdır.
Dark Beer: Koyu renkte
kızartılmış bira arpasından yapılır. Dark Beer birası Bock birası kadar tatlı
değildir (çoğu zaman Bock birasıyla karıştırılır).
Pilsner: Pilsner birası Çek
Cumhuriyetinde yapılır. Hafif gövdeli ve rengi koyu değildir.
Ales: Dolu gövdeli ve
Larger’e göre tadı bayağı keskindir. Ales İngilizler ve Kanadalılarda çok
yaygın olarak içilir.
Porter: Porter Ales’e çok
benzer. Porter Stout birasına göre hafif, koyu, zengin köpüğüyle tatlıdır.
Sadece koyu bira arpası kullanılır.
Stout: Koyu Ales, güçlü bira
arpası tadıyla tatlıdır.
Diğer Biralar
Hafif ve Diet Biralar ,
Buğday Birası, Buhar Birası, Buz Birası
Buz Birası : Buz birası ilk olarak
1994 yılında güneydoğu Asya’da tanınmıştır. Öncellikle bu biralar normal bir
bira gibi yapılır ve sonra da bira içindeki suyun buza dönüşmesine kadar alçak
dereceyle soğutulur. Sonra da bira filtrelenir ve güçlü ve yoğunlaştırılmış
tatlı bira elde edilir. Buna da Ice Beers ismi verilir.
19 Temmuz 2012 Perşembe
Biranın Tanımlanmasındaki Etkenler
Biranın tanımlanmasındaki
Etkenleri; Aroma, tat ve karbonatlama seviyesine bağlı olarak biraları
tanımlayabiliriz;
Aroma : Bira aroması malt
tadından meyve aromalı türlere kadar çeşitlilik gösterebilir. Kriek ve
Framboise türü biralar ağırlıklı olarak meyve aromalıdır ve meyve tabanlı
üretilirler.
Bira aromasındaki etkenler;
- Kullanılan maltın türü
- Kullanılan şerbetçi otunun türü
- Meyve ve benzeri diğer malzemelerin türü
Tat : Bira hafif ve serinletici
türden zengin aromalı ağır türlere kadar çeşitlilik gösterir. Biranın tadı
aşağıdaki etkenlere bağlıdır;
- Şetbetçi otunun oranı ve türü
- Maltın türü
- Mayanın türü
- Posa şekerinin miktarı
- Üretimde ve lapa haline getirilirken kullanılan su
Karbonatlama : Karbon seviyesinin
artması veya azalması çeşitli tekniklerin kullanılması ile belirlenir.
Krausening öncelikli ve şartlı karbonatlama biçimidir impregnasyon
kullanılmamaktadır.
Biranın tadı ve aroması koklama
yoluyla algılanabilir. Karbon seviyesinin tanımı biranın aşağıdaki
özelliklerinin gözlemi ile gerçekleştirilir;
- Köpük
- Baloncuk
- Brüksel Usulü
Köpük: Köpük, bira bardağa
koyulduğunda üstte oluşan tabakadır. Yoğun ve düzensiz köpük biranın doğal bir
karbonatlama sürecinden geçtiğini gösterir.
Baloncuk: Baloncuklar biranın
dibinden yukarı harket eden kabarcıklardır. Eğer büyük baloncuklar yukarı doğru
hızlıca çıkıyorlarsa ve hızlıca kayboluyorlarsa; bira yapay olarak
karbonatlanmıştır. Doğal karbonatlanmış birada ufak baloncuklar yukarı doğru
dairesel harketler çizerek ilerlerler. Doğal karbonatlama yapay karbonatlamadan
daha fazla zaman alır.
Brüksel Usulü: Bira tüketilirken
bardağın yanına yapışan köpük Brüksel usulu olarak adlandırılır. Bu terim
biranın kesinlikle doğal olarak karbonatlandığının bir işaretidir.
Bira Üretim Aşaması
Bütün
biraların temel üretim ilkelerinin aynı olmasına karşın pratikte çok fazla
farklılıklar vardır. Genel üretim aşaması aşağıdaki şekilde verilmiştir.
Şekilde üretim aşamasının genel görüntüsü, her bir aşamada ne olduğu
açıklanmaktadır, rutin bira yapımı bir çok bira üretimi ile hemen hemen
aynıdır, bununla beraber herhangi bir değişiklik direk olarak biranın yapısına
yansımaktadır, bu yüzden bugün piyasada çok fazla bira çeşidi vardır.
1.
Aşama : Bu aşama taneleri ezme değirmene
hazırlanma sürecini içermektedir.;
Malt’ın
Hazırlanması ; Malt
değişik şekillerde bulunabilir, az çok hepsi aynı maltlama sürecinden geçer,
ancak ana farklılık kurutulma miktarı ve içerdiği renkten kaynaklanır. Lager
türü biralar için açık renkli malt gerekir, daha fazla malt tadı ve kokusuna
ihtiyaç duyan biralarda daha koyu renkli malt kullanılır, bazen kristal malt’ta
denir çünkü şeker kururken kristal şeklini alır ve buda koyu renklidir. Stout
gibi diğer biralar kavrulmuş malta ihtiyaç duyarlar ve kahve tanesi renginde
olurlar.
Bira
fabrikasına gelen ürün kalite kontrolcüleri tarafından, firmanın
gereksinimlerine göre uyup uymadığı kontrol edilir. Nem oranı, nitrojen,
oksijen ve daha birçok değişik testlerden geçilir. Bütün bunlar konularında
uzman görevliler tarafından geniş bir ekipman ile laboratuar ortamında yapılır.
Malt
kullanılmadan önce temizlenmeli ve hazırlanmalıdır. Malt seri temizleme
işlemine tabi tutularak taşıma sırasında veya daha önce meydana çıkmış gereksiz
istenmeyen maddelerden arındırılır. Mesela saman, taş, demir veya ince taneler
çıkartılır. Bütün bunlardan sonra nişastayı üretime hazır hale getirmesi için
değirmene geçer, değirmen iki ince silindirden ibarettir görevi taneleri
kabuğundan ayırmaktır. Değirmenden gelen malt’a Grist (tahıl) denir. Daha sonra
Grist Case (tahılkabı) denilen kap veya siloya konur. Diğer gerekli tahıllarda
reçeteye uygun miktarlarda Grist Case’e konurlar ve Bütün kuru şeyler bu kutuda etkileşime girerler.
2.Aşama
: Bu aşamada bira mayasının üretimi için nişasta şekere dönüşür; Nişastanın
şekere dönüşümü Mashtun (karışım (lapa) varili) denen alette gerçekleşir. Bu
işlemde tahılların lapası ortalama 65°C (146°F-150°F) su ile karıştırılıp,
Grist Case’teki tahıl Mashtun’a aktarılır. Böylelikle sıcak sıvı ile
karıştırılmış olarak Mashtun’a geçer. Bu tahıl karışımı ve sıcak sıvı varilin
içinde ortalama iki saat bekletilir. İşte bu süre zarfı içinde nişasta şekere
dönüşür. Değişime sebep olan bu enzime Diastase denir.
Wort
varilin alt kısmına konan deliklerden süzülür. Bütün şekerin çıkarılması için
kalan tanelere daha sıcak su püskürtülür. Bu işlem Sparging olarak adlandırılır
ve bu işlem bahçe sulama sistemine benzeyen karışım varilinin üzerine
yerleştirilmiş bir alet aracılığı ile yapılır. Şekerin tam olarak
kullanılabilme oranı ortalama olarak %98’dir. Sonuç olarak tatlı bira bir
sonraki aşamaya geçer. Kullanılan tahıllar otomatik olarak karışım varilinden
çıkartılır ve hayvan yemi üreticilerine veya yerel çiftçilere daha çok sığır
yemi olarak satılır.
3.Aşama
: Bu aşamada bira tatlandırılır ve fermantasyona hazır hale getirilir; Biranın
geçmiş olduğu bir sonraki araç Kettle (Kazan) veya Copper (Bakır) diye
adlandırılır. Bu aracın geleneksel olarak Bakır diye adlandırılmasının sebebi
bunun bakır madeninden yapılmış olmasıdır. Bu günlerde neredeyse bütün araçlar
hijyenik ve temiz olduğu için paslanmaz çelikten yapılmaktadır. İlk olarak
gerekli miktar ve tipte şerbetçiotu ile bira kaynatılır, kaynatma işlemi 1 veya
2 saat sürer (genellikle karıştırılmış şerbetçi otu kullanılır)
Bu
işlem sonunda:
Şerbetotundan
koku alır.
İçindeki
proteinleri pıhtılaştırarak ortaya çıkabilecek problemleri minimuma indirir.
Birayı
temizler ve bakterileri öldürür.
Daha
sonra gerekli olmayacak olan enzimleri yok eder.
Bira
için gerekli ağırlığın sağlanması için ekstra olarak şekerde eklenebilir.
Kaynatıldıktan
sonra şerbetçiotu katılan bira, ayırma kısmına akar ve orada kullanılmış olan
şerbetçiotunun artıkları çıkartılır. Çıkarılan şerbetçiotu kullanılan otun
şekline bağlı olarak değişir (Geleneksel veya ufalanmış). Kullanılan
şerbetçiotu çürütülerek gübre olarak kullanılmak üzere çiftçilere ve bahçelere
satılır.
Daha
sonraki aşama ise biranın ısısını düşürmedir, ısı ortalama 15,6°C (60°oF) ‘ta
kadar Lager için daha düşük soğutulur. Bu işlem özel olarak bu iş için dizayn
edilmiş soğutucular kullanılarak yapılır. Bu alet ince paslanmaz çelik
levhalardan oluşmaktadır. Sıcak bira levhanın bir tarafından ve soğuk su karşı
taraftan aşağıya akar. Sıcak birayı soğutan su bu işlem esnasında ısınır bu
etkili bir ısı değişimidir. Isınan bu su, bira üretiminin değişik kısımlarında
kullanılabilir. Bu işlem birayı pastörize etmek için tam ters olarak
yapılabilir.
Genellikle
burada biraya oksijen verilmesi de önemli bir husustur. Oksijen iyi
fermantasyonun olduğundan emin olmak için gereklidir.
4.
Aşama : Bu aşamada biranın üretimi tamamlanmaktadır; Bira
soğutucudan sonra fermantasyon işlemine geçer. Bira soğutucudan fermantasyon
kabına aktarılırken daha öncede belirttiğimiz gibi dikkatli bir şekilde miktarı
ayarlanan oksijen eklenir. Bu aşamada üretilecek biranın türüne bağlı olarak
gerekli maya ilave edilir.
Fermantasyon
kabı özel olarak dizayn edilir, büyük ve modern bira fabrikalarında paslanmaz
çelikten yapılmış ve ortaya çıkan karbondioksit gazını içeride tutabilecek
şekilde hazırlanmıştır. Değişik şekil ve büyüklükte olurlar. Üreticiler
fermantasyon yapılan biranın ısı kontrolünü değişik metotlarla yaparlar,
genellikle kabın dışına soğuk su geçirilerek, kabın içindeki sıcaklık kontrol
altında tutulur. Fermantasyonun yapıldığı yerler enfeksiyon riskini en aza
indirecek şekilde inşa edilmiştir, tüm dış yüzey kolay temizlenebilir ve temiz
tutulması kolay olan metalle kaplanmıştır.
Fermantasyon
işlemi genellikle 3 gün içinde sona erer, bu süre lager türü biralar için
genellikle daha fazladır. Fermantasyon sırasında biranın yapı ve şeklinde
değişiklikler meydana gelir. Bu sırada kimyasal bir reaksiyon gerçekleştiği
için sıcaklık değişir şekerin maya tarafından kullanılma işlemi değişikliklerde
görülür.
Fermantasyon
tamamlandıktan sonra artakalan maya çıkarılır ve öldürülür yeterli miktarda
toplanan artık maya ecza sanayisine veya yiyecek firmalarına satılabilir
bazıları daha sonra kullanmak üzere fabrikada bırakılır. Artakalan CO2 nin
miktarına bağlı olarak, toplanabilir, temizlenip daha sonra bira hazırlama ve
paketlemede kullanılmak üzere depolanır. Fermantasyon bittiğinde bira hazırdır
demektir, olgunlaşması ve dengede tutmak için bekleme kaplarına pompalanır.
Depolama ; Depolama
sürecine çoğu zaman “lagering” süreci ismi verilir. Bu isim Almanların
depolamaya verdiği isimdir. Genç biranın tadı iki hafta sıfır derecede
bekletildikten sonra gelişmeye başlar. İstenilmeyen tatlar biranın içinde hala
mevcut olan mayanın kalanlarıyla doğal olarak çıkartılır. Böylece biranın tadı
gelişir. Bütün bu işlerden sonra bira içmek için hazırdır ve bu biraya
olgunlaşmış bira ismi verilir.
Süzme ; Olgunlaşmış
biranın süzülmesi gerekir. Çünkü biranın içinde yüksek miktarda mayanın
kalanları ve protein maddeleri hala mevcuttur. O da biranın rengini bulanık
yapar. Süzme kovasında tozların bir çok tabakası şekillenmiştir. bu tabakalar
da maya ve proteinlerin geçirilmemesine yardım eder. Fakat biranın geçip
gitmesini sağlar. Filtrelenmiş biraya parlak bira ismi verilir ve bu
şişelenmeye hazırdır. Süzme biralar şişelere ve kutulara paketlenir.
Pastörize
Etme ; Biraların
pastörize edilmesi ani ısıtmayla veya şişelemekle uygulanır. Birayı pastörize
etmenin amacı birayı stabilize etmek ve raf ömrünü uzatmaktır. Pastörize etme
20 dakika 60 derecede yapılır ve sonra kısa zaman içinde soğutulur. Hızlı
pastörize edilmesi bazen kullanılır. Bu çabuk süreçtir ve birayı 85 derecede
bir dakika tutar.
Biranın
pastörize edilmesi yavaşlar fakat zamanın boşu boşuna harap edilmesini
durdurmaz ve ürünün raf ömrünü uzatır.
Pastörize
etme “draft” ve şişelenmiş/konserve edilmiş biralar arasındaki esas farktır.
Pastörize etme biranın sabitliğini sağlamasına rağmen şişelenmiş ve konserve
edilmiş biranın tadına olumsuz etkisi vardır ve tazeliğini azaltır.
Önceleri
bütün şişelenmiş ve konserve edilmiş biralar pastörize edilirdi. Bugünlerde
mikroskobik maddelerin keşfedilmesiyle, pastörize edilmemiş bira şişeleme ve
konserve edilebilir. Biranın uzun ömrünü sağlayabilmek için sterileze-filtre
edilmiş bira yapılır. Bu da biranın taze tadını sağlar.
Bira'da Kullanılan Şerbetçi Otu
Bir zamanlar neredeyse bütün içkileri
tatlandırmak için bitkiler, meyve baharatları, meyveler veya ağaç kabukları
kullanılırdı. Örnek olarak, vermut, cin, aquavit, bira ve bir çok likörü
gösterebiliriz.
Şerbetçiotu çok eski medeniyetler
tarafından da bilinmekte idi. Genellikle bahar dönemindeki genç filizleri
kullanılırdı. Şimdi özel yetiştirme alanları vardır.
Muhtemel adı Humulous Lupilous’tur ve
biraya katıldığında keskin bir tad oluşur, aynı zamanda güzel kokulu aromalı
bir tada sahiptir.
Bugün şerbetçiotu sadece bira endüstrisi
için yetiştirilmektedir ve değişik yapı ve kalitelerde bir çok çeşidi vardır.
Bazıları zengin bir koku sağlar, diğerleri ise acılık (sertlik)’leri çin
kullanılır.
Avrupa’da sadece dişi şerbetçiotu
kesilerek çoğaltılır, tohuma ihtiyaç duyulmaz, böylelikle erkeğin olmasınında
önemi yoktur. Çiçek tohuma dönünceye kadar beklenmez. Tohumlar alttan
mayalanmış biraların arıtılmasında problem çıkmasına neden olabilirler. Avrupa
kıtasında erkek şerbetçiotu neredeyse yok olmuştur, İngiltere’de ise erkek
şerbetçiotu ale türü bira üreticilerine büyük problem oluşturmazlar
İngiltere’deki bazı türler çabuk olgunlaşırlar ve gübrelendiği taktirde daha
faydalı olurlar.
Dişi şerbetçiotu Acone olarak teknik adı
ise Stroble şeklinde bilinir. Her bir stroble ince petal tabakasından oluşur.
Her bir petalin temelinde tohum vardır, hem tohum hem de petal yapışkan, sarı
salgı bezi taşırlar ve bira üreticilerinin ihtiyacı olan kimyasal maddeleri içerirler,
bunlar aynı zamanda tanen de içerirler.
Şerbetçi otunun kimyasal yapısı çok
karmaşıktır. Humulones olarak bilinen ve acılığı sağlayan asit içerir. Ayrıca
Şerbetçi otunun koruyucu bir özeliği vardır ve bu yüzden bira pastörize edilip
soğutuluncaya kadar koruması için şerbetçi otu katılır.
Şerbetçi otu iğneli ısırganlar ailesine
mensuptur ve üzüm gibi uzun ince dallarda yetişirler. Toplandıktan sonra ateşte
yavaşça kurutulur, soğutulur, balya veya çuvallara basılır. Daha modern bir
teknik ise; ot ezilerek küçük parçacıklar haline getirilir ve vakumlanarak
plastik kaplara koyulur böylece uzun bir ömür ve tazelik verilmiş olur ve bu
saye da geleneksel balya veya çuvallara oranla taşıma maliyeti daha az olur.
Bira üreticilerinin çoğu şimdi bu ufalanmış
şeklini kullanmakta, buna rağmen bazıları geleneksel yöntemi kullanmaktadırlar,
yine bazıları konsantre edilmiş sıvı ot kullanırlar.
Şerbetçi otunun sayısız miktarda çeşitleri
vardır. Bira arpası, su ve ayrı ayrı maya türü gibi şerbetçi otunun iyi seçilmesi
biranın kalitesine çok etki eder. Bira yapımında şerbetçi otu aşağıdaki
özellikleri verir :
Hoş aroma, keskinlik aroması
Mikro organizmaların büyümesini engelleyen
antiseptik
Biranın temizlenmesi
Bazı iyi bilinen şerbetçiotu türleri
Fuggles (İngiltere) : Yumuşaklık
Goldings (İngiltere) : Dolgun acılık
Saaz veya Saazer Çek Cumhuriyeti : Bohemia
kırmızısı daha doğrusu Zatec Çek Cumhuriyeti’nın merkezinde bir şehirden ismini
alır ve Bohemia dünyada kaliteli şerbetçiotunun yetiştirildiği bölgelerin başında
gelir
Cascade (Amerika) : Aroma için
mükemmeldir.
Hallertau (Almanya) : Tatlı narin
Herbruck (Almanya) : Tatlı narin
Tettnang (Almanya) : Tatlı narin
Northern Brewer (İngiltere) : Kuru
Biranın Tarihi
Bira
kelimesi Almanca Poer veya Bior kelimesinden gelir. Poer ezilmiş ve yeşermiş
arpadan yapılan bir içecektir.
Latince bira Verevisia’dır ve Ceres yani tohum tanrıçası
kelimesinden gelir. Modern İspanyolca da Cerveza, Portekizce’de ise Cerveja
bira anlamına gelir.
Biranın tarihide şarabın
tarihi gibi uzak medeniyetlerde başlar, Bilinen biranın ilk kullanımı M.Ö 3000
yıllarında Mezopotamya’da olmuştur, ve % 40 yeşermiş tohumdan yapılmıştır. Eski
Yunan ve Roma’da bütün alkollü içecekleri sert biralar olarak adlandırırlar.
Tabiki daha önceleri
biranın yapımı bizim şu an bildiğimizden farklı idi. 1700’lerde Modern Avrupa
medeniyeti biraya bugünkü halini verdi. M.Ö. 3000 yıllarında şerbetçiotunun
biraya hoş bir tat verdiği keşfedildi ayrıca aynı dönemde Mısırda bilinen 6
farklı tür bira var olduğu ifade edilir.
Tarihte Sümerler’e ait
bira hazırlanışını gösteren dökümanlar bulunmuştur. Bu dökümanların bir kısmı,
havanda arpa ve diğer tahılları döven sümerleri gösteren resmedilmiş duvar
gravürleridir. Hatta bir firavun mezarının duvarlarında bira üretimi
resmedilmiştir. Alttaki resimde sümerlerin birbirlerinin şerefine resmi bir
toplantıda bira içtikleri gösterilmektedir.
Bugünlerde halen çok eski
üretim teknikleri kullanılmaktadır. Belçikalı Lambic ailesi biraya en eski
bilinen geleneksel yabani maya ile mayalama yöntemini kullanmaktadır.
Şu an mevcut bulunan biralar yaklaşık
20 ilkeye dayanmaktadır, Berlin Weisse Wheat birasından tutunda meşhur İrlanda
Stouts birasına kadar. Şu an bilinen yaklaşık 5,000 bira üreticisi ve 15,000
civarında marka bira vardır.
Genel olarak şarap, meyve
ve özellikle üzümün yetiştiği sıcak iklimin olduğu yerde üretilir, Bira ise
daha serin ve tahılların özellikler arpanın yetiştiği yerlerde üretilir.
1700’lü yıllarda Avrupa’da Phylloxera’nın yapmış olduğu
üzüm bağı tahribatından dolayı şarap endüstrisi tükenmeyle yüz yüze geldi.
Aşağı yukarı aynı dönemde mayalama ve mayanın kontrolü ile ilgili büyük gelişme
sağlandı ve bu biranın daha kalitesinin yükselmesini ve Pazar payının artmasını
sağladı.
Bira'nın Tanımı
Bira: Arpa maltına şerbetçiotu katılarak ve
bira mayası ile fermantasyona uğratılması sonucu elde edilir. Tarihte, bir çok
kültürün bira veya biraya benzer içecekleri hazırlama şekli vardır. Bunlara
örnek olarak Rusların çavdardan yapılan bira benzeri içeceği olan Kvass
söylenebilir. Çinlilerin Samshu (Samsoo) ve Sarawakian’ların Tuaki’ı, bunların
hepsi pirinçten yapılır.
9 Haziran 2012 Cumartesi
TBD Mesleki Eğitime Katkılarına Devam Ediyor
Türkiye Barmenler Derneği
İstanbul Ortaköy Zübeyde Hanım Kız Teknik ve Kız Meslek Lisesi ile
işbirliği yaparak, öğrencilere mesleki eğitim vermesinin ikinci etabında;
Votka, Gin, Rom, Whisky ve Tequila’ın tarihçesi, üretim şekilleri, ürünlerin
tadımını gerçekleştirmiştir. Kokteyl yapma sanatı, kokteyl yapma yöntemleri ve
kokteyl yapma pratiği ile öğrencilere kokteyller hakkında gerekli bilgiler verilmiştir.
Ürün tadımlarında İstanblue ve Binboa
Vodka oldukça beğeni almış bulunmaktadır. Captain Morgan Black Jamaica Rom harikulade
tadı ile günün en gözde içeceği oldu. Bailey’s lezzeti ile tüm öğrencilerin
beğenisi kazandı.
2 Mayıs 2012 Çarşamba
TBD Meslek Lisesi Öğrencilerine Eğitime Devam Ediyor
Türkiye Barmenler Derneği İstanbul Ortaköy Zübeyde Hanım Kız Teknik
ve Kız Meslek Lisesi ile işbirliği yaparak,
öğrencilere mesleki eğitim vermeye başladı. 02 Mayıs 2012 günü; Şarabın
Tarihçesi, Şarapların Sınıflandırılması, Şarap Bileşimi, Şarap Dünyası, Şarap Üretimi,
Şarap Sunumu, Şarap Servisi, Şarap Tadımı, Şarap Terimleri tanımlarını içeren konuları işleyerek eğitimin sonunda ve Şarap testi uygulaması yapılmış, Beyaz,
kırmızı ve rose şarapların tadımları gerçekleştirilmiştir.
Kırmızı şaraplarda Gökçeada’da üretilen Nusretbey organik
şaraplarından Cabernet Sauvignon ve Cabernet Sauvignon& Merlot kupajı
şarapları test edilmiştir.
23 Nisan 2012 Pazartesi
23 Nisan
CUMHURİYET’imizin kurucusu ulu
önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Çocuklara armağanı Dünyanın ilk ve tek çocuk
bayramı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
23 Nisan 1920’de ilk Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile Türk milleti, Atatürk’ün önderliğinde
bağımsız ve kendi kendini yönetir bir halde yaşamak için olanca gücüyle verdiği
kurtuluş mücadelesindeki en büyük adımlardan birisini atmıştır.
Türk halkı, millet iradesini esas
alan bu önemli adım sayesinde bağımsızlık savaşını kazanmış, Atatürk’ün
önderliğinde uygulamaya konulan yenilik hareketleri sayesinde çağdaş ve
teknolojiden faydalanmasını bilen bir toplum haline gelmiştir.
23 Nisan ülkemizde Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmakta olup, bu bayrama birçok yabancı
ülke çocukları da iştirak etmektedir.
18 Nisan 2012 Çarşamba
Gilbeys Gin
Çok eski bir İngiliz cinidir. Üretiminde doğal bitkiler vardır. Tadı ferahlatıcıdır. Alkol derecesi % 37,5’tir.
Gordon's Gin
GORDON’S LONDON DRY GİN
Dünya'nın en önemli cin markalarındandır. Üretiminde turunçgiller, kişniş ve ardıç kullanılır. Sek ve sert tadı vardır. Alkol derecesi % 43’tür. Damakta güzel bir tad bırakır.
Beefeater Gin
1820 yılında James Burrough tarafından Londra’da yaratılmıştır. Tadındaki canlı ve güçlü aromalara dünyanın farklı bölgelerinde yetişen çeşitli egzotik bitkilerden elde edilen karışımın, damıtım öncesi daha uzun süre dinlendirilmesi neticesinde oluşan dolgun, dengeli bir tadı vardır. Londra’da damıtımı yapılan tek cin markasıdır. Alkol derecesi % 40’dır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)